PEKİ NEDEN KAYGI DUYARIZ?
Neden Kaygı Duyarız ve Stresle Nasıl Başa Çıkarız?
Kaygının başlıca nedenleri belirsizlik ve kontrol ihtiyacıdır. Gelecekte ne olacağını bilmemek, korkulan travmalar, doğal afetler, olumsuz deneyimler ya da ülkede yaşanan olumsuz olaylar, sosyal beklentiler ve daha pek çok şey kaygıyı tetikleyebilir.
Hayatın temposu, sorumluluklar ve belirsizlikler modern insanın en sık karşılaştığı duyguların başında kaygı ve stresi getiriyor. Ülkemizde yaşanan son travmatik olaylar bireyler üzerinde derin bir etki bırakarak toplumsal bir kaygı dalgası başlattı.
Doğal afetler, ekonomik belirsizlikler, sosyal problemler veya toplumu sarsan ani olaylar hem bireysel hem de kolektif düzeyde kaygıyı tetikliyor. Belirsiz bir gelecekle karşı karşıya kaldığımızda veya kontrol edemediğimiz durumlar karşısında kaygılanırız.
Kaygı, fiziksel sağlığımızdan zihinsel sağlığımıza kadar etkileyen önemli bir faktördür. Stres altında ve kaygılıyken kronik yorgunluk devreye girer. Beden yorgun düşerken zihin tükenmişlik yaşar. Bu gibi durumlarda belirsizlik ve kontrol kaybı hissi, insanların geleceğe dair güven duygusunu her zamankinden daha fazla zedeler.
Toplum olarak böylesi zorlu süreçlerde dayanışmaya, farkındalık oluşturmaya ve ruhsal dayanıklılığımızı güçlendirmeye ihtiyaç duyarız.
Peki Ne Yapabiliriz?
Sonuç
Zor zamanlardan geçerken hem bireysel hem de toplumsal dayanıklılığımızı artırmak için elimizden geleni yapmalıyız. Her travmatik olay insanlara dayanışma ve iyileşme fırsatı sunar.
Öte yandan kaygı aslında insanın hayatta kalma mekanizmalarından biridir. Bizi tehlikelerden koruyan ve harekete geçiren bir alarm sistemi gibi çalışır. Ancak sorun, bu sistemin aşırı tetikte olmasıdır. Burada önemli olan olayları değil, kendimizi kontrol etmektir.
Unutmayın: Her şey zihinde başlar ve orada biter. Kontrol sizde.
Huzurla kalın, sağlıkla kalın…