Cebrail Uyanık Yazdı…
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıldönümü, Batman’da büyük bir coşkuyla kutlandı. Valilik önünden başlayan ‘Birlik ve Kardeşlik Yürüyüşü’, binlerce vatandaşın katılımıyla 700 metrelik dev bir Türk Bayrağı ile taçlandı. Gülistan Caddesi’nde sona eren bu yürüyüş, yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda anlamlı bir mesaj niteliğindeydi.
Batman Valisi Ekrem Canalp, yürüyüş sonrası yaptığı tarihi konuşmada toplumun en büyük ihtiyacının barış ve huzur olduğunu vurguladı. “İnsanların kalbinde iz bırakan en etkili güç, sessizce yürüyen kalabalıktır” diyerek bu büyük katılımın önemini derinlemesine ifade etti. Vali Canalp, Batmanlıların birliğini ve kardeşliğini güçlü bir şekilde ortaya koyarak Cumhuriyet’in herkesin devleti olduğunu belirtti. “Türkiye Cumhuriyeti, Türklerin devletidir; ama aynı zamanda Kürtlerin devletidir.” Bu ifade, bu topraklarda yaşayan herkesin birlikte yaşama iradesini simgeliyor.
Son 45 yıldır süregelen kardeş kavgasına bir son verilmesi gerektiğini vurgulayan Vali Canalp, “Artık herkes silahlarını gömsün” diyerek, bu toprakların barış ve umut dolu bir geleceğe kucak açmasını istedi. “Silahların gömüldüğü topraktan refah fışkırsın” demesi, sadece bir çağrı değil, aynı zamanda bir beklenti. Bu sözler, toplumsal barışın sağlanması için atılması gereken adımların aciliyetine işaret ediyor.
Vali Canalp’ın konuşmasındaki vurgu, geçmişin izlerini silmekle kalmayıp, geleceğe dair bir umut inşa etmek üzerineydi. Barışın sağlanması, yalnızca siyasi bir gereklilik değil; aynı zamanda insanlık onurunun da bir yansımasıdır. Bu yürüyüş, yalnızca bir bayram kutlaması değil, aynı zamanda her bireyin sorumluluk alması gereken bir anı temsil ediyor.
Toplumsal barış, herkesin katkısıyla inşa edilecek bir değer olduğundan, bu birlikteliğin korunması hayati önem taşımaktadır.
Barış, sadece bir hedef değil; sürekli bir çaba gerektiren bir süreçtir. Tüm bireylerin ve toplulukların bu sürecin parçası olma iradesini göstermesi gerekiyor. Barış ve kardeşlik, sadece sözde kalmamalı, yaşantımıza da yansımalıdır. Eğitimden sanata, ekonomiden sosyal hizmetlere kadar her alanda barışın inşası için adımlar atılmalı ve bu değerler topluma aşılanmalıdır.
Sonuç olarak, 29 Ekim’deki bu yürüyüş, bir halkın iradesini, umutlarını ve geleceğe dair beklentilerini açıkça ortaya koyduğu bir etkinliktir. Umut edelim ki, bu ses sınırların ötesine ulaşır ve herkes bu sessiz haykırışa kulak verir. Geleceğimizin aydınlık olması için, artık silahların gömüldüğü topraklardan umut ve kardeşlik filizlensin. Barışın egemen olduğu bir Türkiye için geçmişin acılarını unutmadan, ama onlardan ders alarak ilerlemeliyiz. Bu yolculuk, hepimizin katkısıyla mümkün olacaktır.
Vali Canalp’ın bu açıklamalarına nasıl tepkiler geleceğini merakla bekliyorum. Umuyorum ki, barış ve kardeşlik dolu yanıtlar gelir. Artık akan kan dursun, anneler ağlamasın…