Yıllarca sağlık çalışanlarını destekleyen onlara en ufak bir zarar gelmemesi için elimizden gelen gayreti gösteren insanlar olarak bu yazıyı kaleme alıyorum.
Daha önce kendi basın organlarında, doktorlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza teşekkür mahiyeti de köşe yazıları, haberler yaptık.
Onları savunduk ve onlara karşı olan şiddete çok güçlü bir sesle karşı çıktık. Yani onları baş tacı yaptık.
Ancak geçtiğimiz hafta annemizin geçirdiği hastalık esnasında yoğun bakımdayken, bizi ziyarete gelen bir yakınımızın yaşadığı olay, bizi derinden üzdü.
Sağlık personellerimiz başımızın tacı da fakat hastane çatısında bulunan herkes kendini ‘’Beyaz Kod’’ sahibi hissetmesin! İnsanların faydasına olabilecek şeyler, art niyetli insanlar tarafından öyle her kafasına estiğinde kullanabileceği bir oyuncak değildir.
Özellikle geri hizmetlerde bulunan hastane personeli ‘’Beyaz Kod’’ uygulamasının ne olduğunu net bir şekilde anlamalıdır.
Bu da kendisine, bağlı bulunduğu kuruluşun yöneticileri tarafından anlatılmalıdır.
Anlayabilecek bir izana sahip değil ise bu tür kişilerin özellikle hastane gibi hassas yerlerde yeri olmamalıdır!
Zira hastanelerde insanlar, yakınlarını yoğun bakımlarda büyük bir telaş ve duygu yoğunluğuyla bekliyor.
Yakınlarını kaybetme endişesi taşıyor ve bazen de kaybediyor…
Böyle bir ruh yapısında bulunan hasta yakınlarını hiç olmayacak şeylerle uğraştırmaya çalışmak, onları üzmek, reva olamaz!
Özellikle hastane personelleri, en ufak birime kadar hassasiyetle seçilmelidir.
Psikolojik yapıları, sağlık kuruluşunu kaldıramayacak personeller elenmelidir!
Çünkü bu tür durumlar istenmeyen olaylara davetiye çıkarabilir.
Kimsenin ‘’Beyaz Kod’’ gibi hassas bir durumu öyle kafasına göre her canı sıkıldığında kullanıp ilgili makamları meşgul etme hakkı ve yetkisi de yoktur.
Her canı sıkılan bunu suiistimal ederse hiç suçu olmayan insanlar da töhmet altında kalabilir.
Bizim yaşadığımız olayda da hele şahsımın hiç alakası olmadığı bir durumla karşılaşmaktan başka bir şey değildir.
Hiç hak etmediğimiz şeylerle itham ediliyor, zan altında bırakılıyoruz.
Hiçbir somut kanıt olmaksızın şikayet edilmek, yapmadığımız şeylerle suçlanmak ve haybeden delil uydurmak şartıyla rapor alıp şikayet edilmek, bize karşı yapılan çok haksız, acımasız bir olaydır.
Kesinlikle en ufak insanı olmayan bir tutumumuz olmamasına rağmen içine düştüğümüz durum kelimelerle anlatılmayacak derecede trajikomiktir.
Hastanede lavabo ihtiyacı duyan bir prostat hastasının ihtiyacını gidermesi, hastane bahçesinde bulunan mescidi kullanmak istemesi karşısında, üzerinde üniforma olmayan ve personel olduğu hiçbir şekilde belli olmayan, yaka kartı olmayan bir şahıs tarafından sert bir şekilde engellenmek istenmiştir.
Öyle kim olduğu belli olmayan herkes, hasta yakınlarına bağırıp çağırmaya tabiri caizse cıngar çıkarmakta hak sahibi mi? Lavabonun kuruması için beklemek bir prostat hastası için reva görülebilir mi? Ya da her hangi biri için…
Soruyorum…?
Bütün iyi niyetli konuşma, çaba ve gayretlere rağmen sert bir karşılık verip hiç yoktan kargaşa çıkarmak suretiyle olay, gereksiz yere büyütülmüştür. Hiçbir rica, iyi niyet, güzel konuşma fayda etmemiş aksine iyi niyet karşısında personel olduğunu iddia eden şahıs işi abarttıkça abartmıştır.
Güya, şikâyetçi olmuş ‘’Beyaz Kod’’ kullanarak ilgili makamları gereksiz yere meşgul etmiş ve nasıl olduğu anlaşılmayan bir şekilde darp raporu almıştır.
Kendisine karşı uygulandığı iddia edilen sözde şiddetin hiçbir kamera kaydında veya herhangi bir materyalde somut bir kanıtı da yoktur.
Olayda kendisini sakinleştirmeye ve sulha davet eden herkesi de töhmet altında bırakarak davacı olmuş ve olayları çok değişik boyutlara götürmüştür.
Psikolojisi sağlam olmadığı herkesçe kabul edilen bu şahsın yine kendi kendine zarar verip başkalarını suçlamayacağının hiçbir granitsi de yoktur. (Zaten geçmişte de aynı şahsın başkalarıyla da benzer durumları yaşadığı söylenmektedir).
Bu yüzden bu şahsın ilerleyen günlerde olayı abartıp sırf yeni suçlar isnat etmek için oluşturabileceği durumlardan ne ben ne de yakınlarım, kesinlikle sorumlu değildir!
Olayı tüm çıplaklığıyla kamuoyunun bilgisine sunar ve yetkililerden bu olayın ailemizi ve hasta annemizi daha fazla üzmeden bir an önce çözülmesini yetkililerden talep ediyoruz.
Saygılarımla…