İlimde, kültürde, okumada muhteşem bir geçmişi olan bir toplum olduğumuzu unutmayın.
Gelişmenin, ilerlemenin koşulu; okumaktır...
Okumayan toplumlar, geri kalmışlıktan kendini kurtaramaz.
Bu gün Avrupa'da, kişi başına düşen okuma oranı ile gelişmekte olan ülkelerin okuma oranı kıyaslandığında, hiçte hoş olmayan rakamlar ortaya çıkmakta maalesef.
Oysa biz böyle değildik.
Ceddimiz böyle değildi.
İlimde, sanatta, tıpta, fizikte, kimyada, pek çok buluşa öncülük eden; ibni Sina, Farabi, Ali Kuşçu, Harezmi, Piri Reis gibi; ilim ve bilim şahsiyetlerimiz, tarihin altın yaldızlı sayfalarında yerlerini almışlarken, biz neden bu kadar okumayan, araştırmayan bir toplum olduk?
Bizi köreltip; tarihimizi, geçmişimizi bize unutturmaya çalışan, algı ve propagandalarla bizi özümüzden, ceddimizden koparmaya çalışan bu ülkenin düşmanlarına inat, daha çok okumalıyız.
Müfessir Fahreddin-Razi'nin yazdığı kitapları yığsak üst üste, boyumuzu aşar. Sadece tefsir konusunda yazdığı bir eser on iki bin sayfa. Hesap ediyorlar, çocukluğu dahil, hayatına bölseniz, her gün, 15-20 sayfa düşüyor neredeyse.
Marifet name adlı kitabın sahibi İbrahim Hakkı Hazretleri okurken, yemeyi-içmeyi bile unuturmuş.
Yavuz Sultan Selim Han, bazı geceler sabahlara kadar okur, gözleri kan çanağına dönecek hale gelirmiş. Günde sekiz saat okurmuş Sultan Yavuz Selim. Mısır seferinde, yanında üç katır yükü kitap götürdüğü söylenir.
Yavuz Sultan Selim için:
"Daima okurdu. Uykuya ve yemeğe rağbet etmezdi." diyen o zamanın tanıkları, ulema ve âlimleri varmış Tarihte.
"Bence insanların en akıllısı, dünyadakilerle değil kendisiyle meşgul olandır." der,
Bostan adlı eserinde, Şeyh Sadi Şirazi.
Akıllı insan, başkalarıyla değil, kendi ile uğraşır. Bedenine değil, ruhuna değer verir.
Günümüzde insanlar, zamanını kitap okumakla geçirmek yerine, kahvehanelerde oyun oynamakla, saçma sapan diziler seyretmekle geçirmekte, zamanını boşa heba etmekte maalesef.
Gençlik tiktok'çu, ebeveynler dizici olmuş günümüzde.
Zamanını boş, anlamsız heba eden bir toplum olduk gittik...
Şeyh Sadi Şirazi'nin vakit üzerine söylediği söz geliyor insanın aklına:
"İnsan ömrü bir buza benzer, gittikçe erimekte olan bir buz."
Zaman, insan için çok değerli. Tabi kıymetini bilene.
İmam-ı Gazali ilim hakkında şöyle der:
"Bedenine değil, ruhuna değer ver"
İnsanın ruhunu zenginleştirmesi kadar değerli olan ne var?
İlim gerçek zenginliktir.
"İnsan bildiği kadar vardır" der filozoflardan biri.
Cehalet en kötü fakirlik.
" Hiç okuyanla, okumayan bir olur mu?" Diyen Kuran,
"Din; nasihattir..." diyen Peygamber,
"Öğüt; aklın süsüdür..." diyen alim...
Daha ne desin?