Öğretmenlik yaptığı sırada ünlü hat ustası Hasan Çelebi’den aldığı ders sayesinde hat sanatıyla tanışan Hattat Hilmi Beyca, ilerlemiş yaşına rağmen hat sanatını aşkla sürdürüyor. Hat sanatını yeni nesillere aktarmak için Batman’a gelen Beyca, öğrenci yetiştirmek istiyor.
İstanbul’dan öğretmenlikten emekli olduktan sonra memleketi Batman’a taşınan 71 yaşındaki hat ustası Hilmi Beyca, bir heves sonucu başladığı hat sanatını yaklaşık 40 yıldır büyük bir aşkla devam ettiriyor.
Hat sanatına tutkuyla bağlı olduğunu dile getiren Hilmi Beyca, İLKHA muhabirine, bir hevesle başladığı hat sanatına gönül verdiğini söyledi.
Batman’da hat sanatı kültürünün olmamasının kendisini buraya getirdiğini ifade eden Beyca, bu sanatı gelecek nesillere aktarmak için 2000 İş Merkezinde küçük bir atölye açtığını anlattı.
Emeklilik hayatını hat sanatıyla uğraşarak değerlendiren Beyca, ücret almadan yetiştirmek istediği öğrencilerle bu sanatı korumayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor.
“Uzun müddet ders aldım”
Beyca, “Batman’ın Kuyubaşı köyündenim. 83 yılında İstanbul’da din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görev yaptım. İstanbul’dayken hat sanatları dikkatimi çekti. Bunlardan biriyle meşgul olmak ve bunu öğrenmek arzusu oluştu. Bu arada o dönemin en iyi hattatlarından, şu anda da en iyi hattatlardan Hasan Çelebi ile bu hevesimi gidermeye çalıştım. Hocadan uzun müddet ders aldım.” dedi.
“Tek arzum gençlere bu sanatı öğretmek”
Batman’da hat sanatının, klasik geleneksel sanatların yaşatılmadığının da farkında olduğunu vurgulayan Beyca, “Bunu öğrendikten sonra bu sanatı buraya taşıyıp buradaki insanlarımıza hat kültürünü öğretme arzusuyla emekli olduktan sonra tekrar Batman’a döndüm. Kendi imkanlarımla küçük çapta bir hat atölyesi açarak arzu eden gençlere bu sanatı ücretsiz bir şekilde öğretmek istedim. Tek arzum bu. Kesinlikle para kazanma peşinde değilim.” diye konuştu.
“Bu sanatların yaşatılması gerekiyor”
Hat sanatının unutulmaya yüz tutmuş sanat dalları arasında yer aldığını ifade eden Beyca, “Unutulmaya yüz tutmuş başka geleneksel sanatlarımızda var. Tezhip var, ebru var, dini musuki var… Bütün bunların buraya taşınması kanaatindeyim. Ben bunu icra edeceğim. Bu sanatların burada yaşatılması gerekiyor. Medreselerimizin, imam hatiplerimizin görevleridir, ilahiyat fakülteleri bunları yapmaları gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Hat sanatı, sanatın zirvesidir”
Hat sanatını iyi icra eden bir hattatın çok önemli bir meslek öğrenmiş olacağını belirten Beyca, şöyle devam etti:
“Eğer sanat eseri vücuda getirmek istiyorsa çok güzel bir sanat icra etmiş olacak. Gerekirse de çok iyi para da kazanabilecek. İyi para kazandıran bir meslektir. Şöhret olmuş bir ressamın imzası mesabesindedir. Hat sanatı sanatın zirvesidir. Resim sanatı İslam’ca makul görülmeyince sanat duygusunu tatmin etmek adına Müslümanlar arasında hat sanatı gelişti. Fıtri olan sanat duygusu bu şekilde telafi edildi İslam aleminde. İstifi, kaleminin düzgün olması, malzemesi bütün bunlar bir araya geldiği zaman üst seviyede bir sanat eseri meydana gelir. Bu sanat eseri usta bir hattatın elinden çıktığı zaman da iyi para eder.”
Kaynak: İLKHA