SON DAKİKA
hava
Google News

ŞÜKRAN DEMİRHAN’LA EDEBİYATI VE KİTAPLARINI KONUŞTUK…

GAZETECİ-YAZAR ZEKİ AKIN SORDU, YAZAR ŞÜKRAN DEMİRHAN CEVAPLADI…

Son Güncelleme :

2022-07-25 16:32:14

ŞÜKRAN DEMİRHAN’LA EDEBİYATI VE KİTAPLARINI KONUŞTUK…

Batman Tarafsız Haber Gazetemizin Yazarı Zeki Akın,  Batman’lı Yazar, Şükran Demirhan’la röportajı…

Zeki AKIN:

  • Sessiz Papatyam,(Roman),Kaleme Dokunan Şiirler,(Şiir Kitabı) ve Deve Çobanları(Çocuk öykü kitabı) ile Edebiyat severlerin beğenisini kazanan Batman’lı Yazar, Şükran Demirhan’la yazarlığı, Edebiyatı, ve kitaplarını konuştuk...
  • Hayata derin bakan, yazdığı her eserde bir meselesi olan, kalemi kadar yüreği güzel olan yazar Şükran Demirhan hayatını, edebiyat anlayışını, anlatamayışlarını, derdini nasıl ifade ettiğini ve daha birçok konuyla alakalı düşüncelerini Batman Tarafsız Gazetesi okurlarıyla paylaştı.

-Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Şükran DEMİRHAN :

  • Kozluk/ Batman doğumluyum. Batman merkezde yaşıyorum.

Eğitimimi Batman merkezde tamamladım.

Batman’ da ailemle yaşıyorum. Kurumsal bir firmada sekreter olarak çalışıyorum. Yürümeyi, düşünmeyi “ Özellikle kitaplar konusunda” Yazmayı ve okumayı çok seviyorum. Yazmak benim için büyük bir tutku.

Zeki AKIN: Yazmaya sizi iten sebep ne oldu?

Şükran DEMİRHAN:

  • İlk Okuduğum  “Kibritçi Kız” hikâyesi oldu. O hikâyede çıplak ayaklarla karın içinde bir yılbaşı akşamı kibrit satan küçük kızın hikâyesi beni çok etkiledi, çok düşündürdü.

O zamanla ilk defa bir kitap hakkındaki düşüncelerimi yazmıştım. Sekiz yaşında ve ikinci sınıf öğrencisiydim.

Daha yeni yeni kitaplarla tanışıyordum. Devamında Okuduğum Perili köşk ve Üç Silahşörler isimli kitaplardan sonra bir defter dolusu düşüncelerimi kağıda dökmüştüm. Kitapların nasıl oluştuğunu, kimin yazdığını, nasıl yazıldığını merak edip öğretmenime hep sorardım. Sonra kendi kendime dedim ki; bende bir gün kitap yazacağım. Okumaya ve yazmaya devam ettim. “ Kibritçi kız” hikâyesinde; hayallerin peşinden gitmek gerektiğini okuyup öğrenmiştim. Benimde hayalim kitap yazmak oldu, hayallerimin peşinden gittim ve bugün bir yazarım.

Zeki AKIN:

  • Beğendiğiniz ve size ilham veren yazarlar kimlerdir?

Şükran DEMİRHAN:

-Çocukluk yıllarımda;

Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Christian Andersen, Alexander Dumas, oldu.Daha sonra; Viktor hugo, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Oğuz Atay, Ahmede Xane, Sait Nursi, Mevlana, Cemal Süreya, Amin Maalouf, Cahit Zarifoğlu, Khaled Hosseini, Puşkin, Osho, Jules Payos, Mehmet uzun , Doğan Cüceloğlu, Tolstoy, Paulo Coelho, Virginia Woolf, Jane Austen, Elizabeth Gilbert ve daha nice yazarbenim için idol olmuştur. En çokDostoveyski’ den ilham alıyorum.Çok kaliteli kitapları var, benim için her kitabı bir hayat öğretisi değerinde. Bence tarih boyunca gelmiş geçmiş yazarların en iyisi, Bana daha çok Rus ve Fransız edebiyatı ilgi çekici geliyor ve ilham veriyor diyebilirim.

Zeki AKIN:

  • Sessiz Papatya’ romanınız gerçek mi?  Kurgu mu?  Romanda kendiniz de var mısınız?

Şükran DEMİRHAN:

  • “ Sessiz papatyam ” isimli eserimde

Gerçek bir hayat hikâyesini ele aldım.

Hikâyeyi duyunca çok etkilenmiştim. Hikayenin sahibini tanıyordum. Kendisine hikayeni kitaplaştırmak istediğimi söyleyince, neden olmasın dedi.

Yalnız bazı bölümlerinde kendimden bir şeyler katmak zorunda kaldım. Elimden geldikçe Hikâyeyi doğal olarak yazmaya çalıştım.

Zeki AKIN:

  • En son hangi kitabı okudunuz?

Şükran DEMİRHAN:

  •  Shakespeare 'in Hamlet kitabını okudum. Şuan da “ Toplum Sözleşmesi “ kitabını okuyorum.

    Zeki AKIN:

  • Size göre, iyi yazar ile kötü yazar arasındaki fark nedir?

Şükran DEMİRHAN:

  • Kötü yazma demeyelim ama  yazılanın insan yüreğine dokunacak bir esasta olma hakkı olduğunu düşünüyorum.
  • Her yazar yazabileceği kitabın en iyisini yazmak ister ve yazdığı kitabın beğenilmesini ister. İnsana, insanlığa güzel duygular, güzel umutlar katmak ister. Bence iyi ve kötü olmak kişilik meselesi, yazarın iç dünyası, ve yüreğindeki güzelliği, kişiliği bir şekilde yazdığı kitaba yansıtabilmesiyle alakalı bir durum ve bu bazen okurdan okura değişiklik de  gösterebiliyor. Bu konuda bir örnekleme  verebilirim;

“ İyi bir kişilik sahibiyse yazar muhakkak yazdığı kitaptan okurun iç dünyasına yazdıklarıyla geçiş yapabiliyor. Ve bu tam aksi durum için de öyledir.”

Zeki AKIN:

  • Size göre, bir yazarın en çok zorlandığı şey nedir?

      Şükran DEMİRHAN:

  • Azimli ve kendinden emin olamamasıdır,

Kendine güvenememesidir.

Zeki AKIN:

  • İlk yazdığınız “Yüreğe dokunan kalem” kitabınız bir şiir kitabı, ilk yazdığınız şiir neydi şiire nasıl başladınız. Sizi şiir yazmaya yönlendiren ne oldu.

   Şükran DEMİRHAN:

-Şiir yazmaya ortaokul yıllarımda başladım. O zamanlar okulda karşılaştığım şiir kitabları merakımı çok çekmişti.

Ahmet Arif, Cemal Süreyya, Can Yücel, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet gibi Usta yazarların kitaplarını, hayatlarını araştırdım şiirlerini okudum zamanla bende şiir yazmaya başladım şiir konusunda daha çok doğadan ve insan duygularından ilham alıyorum.  Tabi şiir okuyarak yazdıklarım dörtlükler haline geldi sonrada uzun ve duygulu şiirlere dönüştü.

Zeki AKIN:

-Bir de çocuk kitabınız var, Deve Çocukları isminde yayımlanmış. Çocukları çok mu seviyorsunuz?

Şükran DEMİRHAN:

-Evet; çocukları çok seviyorum. Bundan dolayı en çok da çocukların okuyacağı hikayeler yazmak istiyorum, onlara küçük yaşta okumayı aşılamayı istiyorum. Çocuk hikâyesi yazmak bana çok eğlenceli geliyor benim için çocuk hikayesi yazmak her zaman bir terapi niteliği taşımıştır. Çünkü en saf en temiz sevgiyi çocuklar sunabiliyor insana. Çünkü; “ Eğitim temelden başlar.” Çünkü çocuklar gelecektir. Ve en güzel eğitim biçimi de temelden yapılan eğitimdir. Buna istinaden kitap okumayı çocuklara aşılamak,

Onlara okuma alışkanlığı kazandırmak adına

Çocuk hikayesi yazıyorum ve bu konuda bazı çalışmalar da yapıyorum.

Zeki AKIN:

-Yazmaya yeni başlayan yazarlara üç tavsiyeniz olsa bunlar neler olurdu?

Şükran DEMİRHAN:

-Kesinlikle yazmanın birinci kuralı kendine güvenmektir. “ Çünkü; her şey kendine güvenmekle başlar. “  Yazma sürecinde hiçbir olumsuzluğa, zorluğa takılmadan dirayetli bir şekilde yazmaya devam etmelilerdir. İkinci kural bence  kimsenin yargılarına takılmamalarıdır. Örnek verecek olursam; şu paragrafta veya şu şiirde bu cümleyi kullanmam okuyucular tarafından nasıl algılanır vb. Konuların üstünde durmadan, çevrelerindeki olumsuz yorumları kulak ardı edip, sabırla yazmalarıdır. Üçüncü kural bana göre “Cesarettir “ve “Başarabileceğine kalben inanmaktır.” Buna istinaden hayatımda çok yer verdiğim Paulo Coelho’ nün; Simyacı kitabında geçen şu cümleleri eklemek istiyorum...

‌“Bir şeyi gerçekten istediğin zaman, arzunu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar.” Olurdu.

Zeki AKIN:

-Röportaj için teşekkür ediyoruz size. Batman Tarafsız Gazetesi Ailesi olarak, Yazın Hayatında başarılar dileriz...

Şükran  DEMİRHAN:

-Rica ediyorum Zeki bey. Ben Öncelikle size,  Batman Tarafsız Gazetesi ve Tüm Ailesine teşekkür ediyorum...

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.