EĞİTİMDE KİTAP EKSİKLİĞİ VE EK KAYNAK TALEPLERİ: KİMİN HATASI, KİM KAZANIYOR?

Batman’da eğitim yılı başında yaşanan ders kitabı eksiklikleri, öğrenciler ve veliler için büyük bir sorun haline geldi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dağıtılan kitapların yetersiz olması, velilerin çocukları için ek kaynaklar almaya zorlanmasına neden oluyor. Bu, özellikle ekonomik dar boğazda olan aileler için ciddi bir yük oluşturuyor. Peki, bu durumun asıl sorumlusu kim? Müfredat mı yanlış düzenleniyor, yoksa eğitimciler mi bu süreci yanlış yönetiyor? Daha da önemlisi, bu ek kitap taleplerinden kimler rant sağlıyor?

KİTAP EKSİKLİKLERİ: SİSTEM SORUNU MU?

Eğitimdeki kitap eksiklikleri, öğrencilerin derslerine tam anlamıyla hazırlıklı başlayamamasına neden oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı, her yıl müfredata uygun kitapları okullara dağıtıyor. Ancak bu kitaplar, bazı eğitimciler tarafından yeterli bulunmuyor. Eğitimcilerin talepleri doğrultusunda öğrencilere ek kaynaklar aldırılması, vatandaşların sırtına ek bir ekonomik yük getiriyor. Özellikle maddi durumu iyi olmayan aileler, çocuklarının eğitimine gerekli desteği sağlamakta zorlanıyor.

BU NOKTADA SORULMASI GEREKEN TEMEL SORU ŞU:

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve profesörler, uzman eğitimciler tarafından onaylanan kitaplar neden yetersiz görülüyor? Eğer müfredat hatalıysa, bu kitaplar neden eğitim yılı başında onaylanıyor? Eğer kitaplar yeterliyse, neden ek kaynaklara ihtiyaç duyuluyor?

EĞİTİMCİLERİN ROLÜ VE EK KİTAP TALEPLERİ.

Birçok öğretmen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sunduğu kitapların müfredata tam olarak uymadığını veya yetersiz olduğunu iddia ederek, öğrencilerden ek kaynaklar almalarını talep ediyor. Bu durum, hem eğitim sistemindeki planlama hatalarını gündeme getiriyor hem de bazı eğitimcilerin bu süreci kişisel kazanç elde etmek için kullanabileceği şüphesini doğuruyor. Özellikle bazı özel yayınevlerinin öğretmenler ile anlaşarak derslerde kullanılmak üzere ek kaynaklar pazarladığı iddiaları, kamuoyunda tartışılıyor.

KİM KAZANIYOR?

Ek kitap talepleri, yayınevleri ve kitap dağıtım şirketleri için büyük bir pazar oluşturuyor. Her yıl milyonlarca liralık ek kitap satışı, eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da derinleştiriyor. Maddi durumu iyi olan aileler, çocuklarına daha iyi kaynaklar sağlayabilirken, ekonomik zorluklar içinde olan aileler bu durumdan olumsuz etkileniyor. Bu da eğitime erişimde ciddi bir eşitsizlik yaratıyor.

Bu süreçten rant sağlayanların başında, bu ek kaynakları hazırlayan yayınevleri ve bu talepleri yönlendiren eğitimciler geliyor. Özellikle belirli yayınevlerine yönlendirme yapılarak alınan kitaplar, sistemdeki bu yanlış düzenlemelerin kimin lehine çalıştığını gösteriyor.

ÇÖZÜM NE OLMALI?

Milli Eğitim Bakanlığı, müfredatı ve ders kitaplarını yeniden gözden geçirmeli. Eğer bakanlık tarafından onaylanan kitaplar yeterliyse, öğretmenlerin ek kaynak taleplerine gerek kalmamalı. Ancak eğer müfredatta ve ders kitaplarında eksiklikler varsa, bu eksikliklerin düzeltilmesi ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması gerekiyor. Ayrıca, eğitimcilerin bu ek kaynak taleplerini kişisel çıkarlar doğrultusunda kullanmalarının önüne geçmek için denetimlerin sıkılaştırılması da şart.

Sonuç olarak, eğitimdeki bu ek kaynak talep süreci, sadece eğitimde fırsat eşitsizliği yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda kimin gerçekten kazandığını sorgulatan bir duruma dönüşüyor. Eğitim, herkes için eşit fırsatlar sunmalı ve bu fırsatlar ekonomik yüklerle sınırlanmamalı.