Batman’da TYP Kapsamında İstihdam Sorunu: YETERSİZ PERSONEL VE EĞİTİMDE EŞİTSİZLİK

Batman, Türkiye genelinde Toplum Yararına Program (TYP) çerçevesinde sağlanan 30.000 kişilik istihdamdan yalnızca 120 kişilik bir pay alarak dikkatleri üzerine çekti. Bu durum, şehirde yaşayan birçok bireyde derin bir hayal kırıklığı ve şaşkınlık yarattı. İşkur tarafından açıklanan bu 120 kişilik alım, eğitimdeki temizlik ve güvenlik sorununu ne ölçüde çözebilir sorusunu gündeme getiriyor.

2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı’nın 9 Eylül’de başlamasıyla birlikte, Batman’da toplam 619 resmi okul bulunuyor. Ancak, TYP kapsamında görevlendirilecek 120 temizlik ve güvenlik personelinin yalnızca 120 okulda çalışacak olması, geriye kalan 499 okul için ciddi bir sıkıntı oluşturuyor. Bu durum, eğitim kalitesini doğrudan etkileyen bir faktör.

Temizlik ve güvenlik, okulların sağlıklı bir eğitim ortamı sunabilmesi için son derece önemlidir. Ancak bu kadar sınırlı sayıda personel ile bu ihtiyacın karşılanması mümkün görünmüyor. Öğrencilerin sağlıklı bir ortamda eğitim alması, öğretmenlerin ise güvenli bir çalışma alanına sahip olması için gerekli olan personel sayısı, bu rakamın çok üzerinde olmalı.

Batman’ın 5 Milletvekilinin bu konuda sessiz kalması, eğitimdeki eşitsizliğin derinleşmesine yol açıyor. Milletvekillerinin, sadece seçildikleri dönemde değil, sürekli olarak bu gibi konularda çözüm arayışına girmeleri şart. Eğitim, toplumun temel yapı taşlarından biridir ve bu alandaki eksiklikler, geleceğimizin teminatı olan genç nesilleri olumsuz etkileyecektir.

Sadece temizlik ve güvenlik personeli değil, aynı zamanda eğitimde nitelikli öğretmen ihtiyacı da her geçen gün artıyor. Batman, genç nüfusuyla dinamik bir şehir olmasına rağmen, eğitimdeki yetersizlikler nedeniyle bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendiremiyor. Bu bağlamda, eğitim bütçelerinin artırılması ve daha fazla istihdam kaynağı oluşturulması büyük bir gereklilik.

Sonuç olarak, Batman’daki okulların ihtiyacını karşılamak için acil önlemler alınması gerekiyor. Eğitimde eşitsizlikler büyüdükçe, bu durum şehrin geleceğini olumsuz yönde etkileyecektir. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Gerekli adımlar atılmadığı takdirde, şehrin geleceği ve eğitim kalitesi büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır. Eğitim alanında yaşanan bu tür sorunların çözüme kavuşturulması, sadece yerel yönetimlerin değil, aynı zamanda ulusal düzeydeki politika yapıcıların da sorumluluğundadır.