“ARTIK YETER, AMASIZ FAKAT’SIZ BARIŞ İSTİYORUZ”

Açıklamada, Birleşmiş Milletler’in kuruluş antlaşmasında ve temel belgelerinde uluslararası toplumun en önemli görevinin dünyada barış ve güvenliği sağlamak olduğuna dikkat çekildi. Ancak bu temel amaca rağmen, dünyanın birçok yerinde savaşların ve çatışmaların tüm acımasızlığıyla sürdüğüne işaret edildi. Filistin’deki son 10 ayda gerçekleşen saldırılarda 40 binden fazla insanın hayatını kaybettiği belirtilerek, özellikle kadınlar ve çocukların bu durumdan en fazla etkilenen kesim olduğu vurgulandı.

‘BARIŞ UMUTLARI ZAYIFLADI’

Türkiye’deki Kürt Meselesi’ne de değinilen açıklamada, geçmişte çözüm süreci olarak adlandırılan girişimlerin toplumsal beklentileri karşılamadığı ve yeniden başlayan çatışmalarla birlikte barış umutlarının zayıfladığı ifade edildi. Ancak buna rağmen, toplumun tüm kesimlerinde barışa yönelik güçlü bir beklenti ve umudun varlığını sürdürdüğü belirtildi.

‘ÖN ÖNEMLİ GÜNDEM BARIŞ OLMALI’

Son dönemde Kürtçe müzik eşliğinde yapılan düğünlere yönelik baskınlar, halay çekenlerin gözaltına alınması ve cezalandırılmasının Kürt Meselesi’nin çözümünde kolektif hakların tanınmasından kaçınıldığını ve bu yaklaşımın toplumsal barışa zarar verdiğini bir kez daha gösterdiği ifade edildi. Açıklamada, imzacı kurumlar olarak “amasız ve fakatsız barış” taleplerinin altı çizilerek, Türkiye’nin en önemli gündem maddesinin barış olması gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda, Kürt Meselesi’nin barışçıl ve demokratik çözümüne yönelik tüm aktörlerin sorumluluklarını yerine getirmeye çağrıda bulunuldu.