Gazete yazılarımız artık bir günlüğe dönüşmeye başladı. Yine bir karantina gününden merhabalar sevgili okur.
Bu süreç özellikle kendini geliştirmek isteyen bireyler için çok avantajlı bir duruma dönüştü. Ertelenen filmler, daha sonra okuyayım denen kitaplar, ailem ile biraz vakit geçireyim diye iç çekenler şuan doya doya bu anın tadını çıkarıyor. Fazlasını yaşıyor olacaklar ki sıkılmaya başladılar. Bana soracaksanız eğer, ben halimden memnunum.
Okumalarım, izlemem gereken filmler, senaryo çalışmalarım derken egzersizlerimi de ihmal etmeden günü tamamlamaya çalışıyorum.
Sıkı bir dizi takipçisi değilim. Filmler sürekli tercihim olmuştur. Bu süreçte Netflix platformundan dizileri takip etmeye başladım. Özellikle Netflix yapımı diziler dikkatimi çekti. Sinema derslerimizde de hocalarımız sürekli Netflix’in bir yönünden bahsederdi. Eşcinsellik boyutu…
Muhakkak bu konu her kesimden tartışmaya açık bir konudur. Kendimi bir kesimden sayıyor ve hikâye için çok büyük önem arz etmiyor ise erkek ve kadın ilişkisinin yansıtılmasına bile karşı çıkanlardanım. Gel gör ki, iki erkeğin ilişkisine denk geleyim.
Peki, ben bunu neden görmek zorundayım?
RTÜK geçenlerde Netflix’e sansür uygulayacağını söyledi. Takip ettiğim kadarı ile halkın tepkisi olumsuz yöndeydi. Haliyle ben de serzenişte bulunmuştum. Kendi param ile sansür mü yiyecektim?
Ama durumun vahametini dizileri izlemeye koyulunca anladım. RTÜK haklı sevgili okur, dağılalım mı?
RTÜK, sende sigaraya çiçek koyma bir zahmet. Toplumun normları baz alınabilir sansürler için. Sigaraya sansür koymayı norm olarak benimsemiş ama kadın cinayetlerine, tecavüzlere, suça teşvik edici hareketlere sansürü norm yapısı olarak görmeyen bir yönetime serzenişim…
Netflix 2016 senesinde ülkemize giriş yaptı. Böyle bir platform çabucak büyüyemezdi. Ünlü isimlerin gizli reklamları ile hedef kitlesini oluşturmayı başardı. Yanılmıyor isem şuan ülkemizdeki Netflix abonelik sayısı 1.5 milyon. Şirket Amerikan merkezli olarak hizmet veriyor. Ülkemizde de yayınladığı yapımlar ile adeta toplumun altına bir dinamit yerleştiriyor.
Uyuşturucuya özendirici birçok dizi yayınladı. Yetmedi uyuşturucu baronlarını anlatan diziler oluşturuldu. Bunun üzerine eşcinselliği öne çıkaran yapıtlar ile karşımıza çıktı. Dinamit gün geçtikçe alev almaya devam ediyordu. Yıl oldu 2020 ve günden güne de abone sayısı artıyor. Dinamitin patlama anı yakın mı sizce?
Mesela geçen aylarda Netflix, Brezilya halkı tarafından boykot edildi. Sebebi ise The First Temptation of Christadlı Brezilya yapımı diziydi. Dizideki sorun ise Hz. İsa’nın eşcinsel olarak gösterilmesiydi. Daha sonra ise 1 milyondan fazla Brezilya halkı Netflix’in, Hristiyanların inancı ile alay ettiğini savunarak imza kampanyasına destek verdi.Film, gösterildiği yıl Hristiyan topluluklarından tepki topladı ve İtalya, Yunanistan ve Rusya gibi ülkelerde filmin gösterilmesi yasaklandı.
Görmediğimiz ne kaldı bilmiyorum ama bakalım daha neler göreceğiz. Seni de dışarıda görmek istemiyoruz sevgili okur.
